bugün
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak8
- anın görüntüsü14
- icardi1905'in sözlüğü bozması27
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması21
- can yaman erkekse sözlük erkekleri ne19
- libido düşmesi18
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
- kızların yedek listesi9
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek9
- evlilik yaşı kaç olmalıdır12
- cami tuvaletinin paralı olması11
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek19
- 007 slip don giysin kampanyası8
- erkeklerin sadakatsiz olması11
- okul müdürü nasıl korunabilirdi14
- sözlüğün en güzel kızı olmanın dezavantajları14
- sözlüğe kız getirmek9
- motosikletle 210 km hız yapmak15
- benim başörtüm var arabamı yanlış park edebilirim8
- karşı cinsi tavlamak için ne yaparsınız12
- istanbulda vurularak öldürülen okul müdürü13
- beni özlediniz mi doğru söyleyin12
- türkiye den soğuma sebepleri12
- niyetin ciddi mi klişesi12
- dünya bandırmalılar günü16
- sözlükte artık kızlar teklif edecek8
- bir erkeği cezbeden şeyler13
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak17
- tamirciye veren kadın12
- karşı cinse giyim önerileri13
- platonik aşkın kalp kıran davranışları17
- eric bana9
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak21
- sözlük yazarlarının tatlıları13
- bir kızı kucakta zıplatmak10
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler9
- şu an hissedilen duygu17
- burnumuzun dibindeki adaların yunanistan ın olması13
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar13
- psikolog fiyatları16
- ithalat ile ülke döndürmeyi marifet diye satmak8
- 2023 2024 sezonu lig şampiyonu9
- flörtü eleme sebepleri8
- uludağ sözlük discord grubu8
entry'ler (10)
Adını yazmayı unuttukları ilandır.
Başka da diyecek bir şey bulamıyorum.
Seni bekliyorlar harry
--spoiler--
B. BURO iŞÇiSi BAŞVURUSU iÇiN iSTENECEK BELGELER
1)Kimlik (T.C.Numarası Yazılı)
2)2014 Yılı KPSS Sınav Sonuç Belgesi(En Az 60 puan almış olmak).
3)Diploma.
4-Bilgisayar Destekli Muhasebe 320 saat
5-Web Tasarımcısı 192 saat
6-Bilgisayar Operatör işletmenliği 180 saat
7-Çocuk Gelişimi 100 saat
8-Etkili iletişim Becerileri 30 saat
9-ingilizce 100 saat
10-Ön lisans (Dış Ticadet ) Diploması
--spoiler--
(bkz: ) http://euygulama.dpb.gov....ee-4ff0-978f-989dba874789
Başka da diyecek bir şey bulamıyorum.
Seni bekliyorlar harry
--spoiler--
B. BURO iŞÇiSi BAŞVURUSU iÇiN iSTENECEK BELGELER
1)Kimlik (T.C.Numarası Yazılı)
2)2014 Yılı KPSS Sınav Sonuç Belgesi(En Az 60 puan almış olmak).
3)Diploma.
4-Bilgisayar Destekli Muhasebe 320 saat
5-Web Tasarımcısı 192 saat
6-Bilgisayar Operatör işletmenliği 180 saat
7-Çocuk Gelişimi 100 saat
8-Etkili iletişim Becerileri 30 saat
9-ingilizce 100 saat
10-Ön lisans (Dış Ticadet ) Diploması
--spoiler--
(bkz: ) http://euygulama.dpb.gov....ee-4ff0-978f-989dba874789
Çevremden gözlemlediğim kadarıyla güzeller arasında bir çekişme, kıskançlık mevcut.
Yani güzelliğin göreceli olduğuna katılıyorum ama güzeller arasında.
Çirkinlik ise kesin bir gerçek. içi güzeldir faydalıdır vs. olabilir. Sureti kastetmekteyim.
Örnek => https://www.youtube.com/watch?v=tEnO0Uh2XFs
Işık ve karanlık, siyah ve beyazın varlığı gibi..
Eğer güzelliğin zıttını inkar edersek güzellik kavramı anlamsız kalacaktır.
Kavramları tanımladık, sadede gelelim.
Kitaplarda, filmlerde çirkinlerin güzelleri kıskandığı yazılır çizilir.
Çirkinlik abidesi cadılar hep prensesleri öldürmeye çalışır.
Peki gerçekten öyle mi? Alakası yok. Çirkinler güzellerin hayranıdır.
Milletçe bu kadar çok tv izlememizin bir sebebi de budur.
Çirkinlerin güzellerle arkadaşlığı daha doğrusu fedailiğini de unutmayalım.
Bu yazımı da güzelliğe olan hayranlığımdan yazdım.
Biraz çirkinliğimden bulaşmış olabilir o güzel gözlerinizden özür diliyorum.
Yani güzelliğin göreceli olduğuna katılıyorum ama güzeller arasında.
Çirkinlik ise kesin bir gerçek. içi güzeldir faydalıdır vs. olabilir. Sureti kastetmekteyim.
Örnek => https://www.youtube.com/watch?v=tEnO0Uh2XFs
Işık ve karanlık, siyah ve beyazın varlığı gibi..
Eğer güzelliğin zıttını inkar edersek güzellik kavramı anlamsız kalacaktır.
Kavramları tanımladık, sadede gelelim.
Kitaplarda, filmlerde çirkinlerin güzelleri kıskandığı yazılır çizilir.
Çirkinlik abidesi cadılar hep prensesleri öldürmeye çalışır.
Peki gerçekten öyle mi? Alakası yok. Çirkinler güzellerin hayranıdır.
Milletçe bu kadar çok tv izlememizin bir sebebi de budur.
Çirkinlerin güzellerle arkadaşlığı daha doğrusu fedailiğini de unutmayalım.
Bu yazımı da güzelliğe olan hayranlığımdan yazdım.
Biraz çirkinliğimden bulaşmış olabilir o güzel gözlerinizden özür diliyorum.
Malum justin trudeau modasından dolayı berat albayrak olsun. Madem yapacak işi yok, imaj yapsın.
bizimkiler şimdi damat olduğu için hoş karşılamazlar ama trudeau da eski başbakanın oğlu imiş.
bizimkiler şimdi damat olduğu için hoş karşılamazlar ama trudeau da eski başbakanın oğlu imiş.
Arkadaşlar; ben Kürtçe konuşan bir annenin evladıyım.
Türkler benim en gurur duyduğum millettir ki bütün islam âleminin de öyle.
Türk, Kürt vs. gibi kavramlar benim için kültürel bir tanımlamadan ibaret.
Bölücü olan milliyetçiliği sevmiyorum. Aslında sarf ırk olmadığından, bu hdp mhp pkk vs. oluşumlar saçma geliyor.
Türklerin vergisini al ama Kürt milliyetçiliği yap ya da tam tersi; buna izin verilmemeli.
Eskiden dini yaymak için savaşmış atalarımız. Ne sivilleri hedef almışlar ne sömürgecilik yapmışlar. O zamanlar tv pc vs. olmadığından savaşla yayılma politikasını anlayabiliyorsun. Şimdi ise dini yaymak için maddi savaş devri bitti. Teknoloji ve bilimi kullanarak üstün olabiliriz, ülküsü bu olanlara başka yol yok.
Milliyetçilere gelince; milliyetçi bölünmenin ne faydası var, sömürgeci devletlerin lokması olmaktan başka? Kürtlere bu silahları verenlerin elbet alacakları olacaktır. Yıllarca beraber yaşamış kardeşleriz ve çoğunlukla aynı inanca sahibiz. Hadi kültürümüzün iç içe olması yetmedi, islam’da milliyetçilik var mı?
“Hâlıkımız bir, Mâlikimiz bir, Mâbudumuz bir,Râzıkımız bir bir, bir, bine kadar bir, bir. Hem Peygamberimiz bir, dinimiz bir, kıblemiz bir, bir, bir, yüze kadar bir, bir. Sonra köyümüz bir, devletimiz bir, memleketimiz bir, ona kadar bir, bir. Bu kadar bir birler vahdet ve tevhidi, vifak ve ittifakı, muhabbet ve uhuvveti iktiza ettiği ve kâinatı ve küreleri birbirine bağlayacak mânevî zincirler bulundukları halde, şikak ve nifâka, kin ve adâvete sebebiyet veren örümcek ağı gibi ehemmiyetsiz ve sebatsız şeyleri tercih edip mü’mine karşı hakikî adâvet etmek ve kin bağlamak, ne kadar o rabıta-i vahdete bir hürmetsizlik ve o esbab-ı muhabbete karşı bir istihfaf ve o münasebât-ı uhuvvete karşı ne derece bir zulüm ve i’tisaf olduğunu, kalbin ölmemişse, aklın sönmemişse anlarsın.”
Yukarıdaki sözlerin sahibi Kürt âlim olarak tanınan Bedîüzzaman Hazretlerinin 1921 yılında sunmuş olduğu çözüm önerisini sizlerle paylaşacağım:
<Bedîüzzaman Hazretleri 1921 yılında Ankara’da, Millet Meclisi’nde, doğuda kurmayı planladığı, fen bilimlerinin din ilimleri ile birlikte okutulacağı Medresetü’z-Zehra adındaki üniversitesi için milletvekilleri ile görüşmüş ve onların imzaları ile kendisine bu iş için maddî destek sözü verilmişti. Bu toplantı esnasında batı taraftarı bazı vekillerin sorularına verdiği cevab, Üstad’ın doğu meselesine nasıl baktığını ve çözüm önerilerini göstermektedir.
Onların; “Yalnız; sen, medrese usulüyle, sırf islâmiyet noktasında gidiyorsun; hâlbuki şimdi batılılara benzemek lâzım.” demeleri üzerine Bedîüzzaman; “Doğu vilayetleri, Âlem-i islam’ın bir nevi merkezi hükmündedir. Fen bilimleri yanında, din ilimleri de lâzım ve çok gereklidir. Çünkü: peygamberlerin çoğunun doğuda, felsefecilerin çoğunun batıda gelmesi gösteriyor ki; doğunun yükselmesi dine bağlıdır. Başka vilâyetlerde sırf fen bilimleri okuttursanız da, Şarkta her halde; millet, vatan menfaati için, din ilimleri esas olmalıdır. Yoksa Türk olmayan müslümanlar, Türk’e hakikî kardeşliğini hissedemeyecek. Şimdi, bu kadar düşmanlara karşı yardımlaşma ve dayanışmaya muhtacız.”
Ne yazık ki, Üstad’ın yaptığı bu teklif, sonraki yıllarda toplumda yaşanan büyük çalkantılar sonucunda hayata geçirilmemiş ve onun ikaz etmiş olduğu gibi, kardeşlik duygusunda büyük yaralar açılmıştır.
Aynı konuşmasının devamında milliyetçi yaklaşımların bu vatandaki diğer islam milletlerine mensup kimselerde birlik beraberlik duygusunu nasıl yaraladığına kendi başından geçen bir hadiseyle örnek verir:
“Eskiden, Türk olmayan bir talebem vardı. Eski medresemde, fedakâr ve gayet zeki o talebem, dinî ilimlerden aldığı hamiyet dersi ile her vakit derdi: "Dindar bir Türk, elbette fâsık (din ve ahlakı bozuk) kardeşimden ve babamdan bana daha ziyade kardeştir ve akrabadır." Sonra aynı talebe, talihsizliğinden, sadece maddî fen bilimleri okumuş (istanbul’da). Sonra ben -dört sene sonra- (Rusya’daki) esaretten dönünce onunla konuştum.
Milliyetçilik bahsi oldu. O dedi ki:
- Ben şimdi, inançlı ve yaşayışı bozuk da olsa bir Kürdü, dindar bir Türk hocasına tercih ederim. Ben de:
- Eyvah! Ne kadar bozulmuşsun dedim. Bir hafta çalıştım, onu kurtardım. Eski hakikatlı hamiyete (islam kardeşliği fikrine) çevirdim.
işte ey mebuslar (milletvekilleri)! O talebenin evvelki hali, Türk Milletine ne kadar lüzumu var. ikinci hali, ne kadar vatan menfaatine uygun olmadığını fikrinize havâle ediyorum. Demek -farz-ı muhal olarak- siz başka yerde dünyayı dine tercih edip, siyasetçe dine ehemmiyet vermeseniz de; her halde Şark vilâyetlerinde din eğitimine azamî ehemmiyet vermeniz lâzım.”>
Ben de çözüm olarak sürekli bir din eğitiminden yanayım. Adam üniversiteye gidiyor terörist olup çıkıyor.
Nasıl üniversitelerde Türk Dili ve Atatürk ilkeleri ve inkılap Tarihi dersleri zorunlu olarak okutulduysa, islam da; inanan inanmayan, bu ülkede olan herkesin bağını koparmaması gereken bir unsuru olarak hayat boyu eğitim kapsamında zorunlu ders olmalı. Tabi bu din eğitimi diyanetin fikriyatında olmalı ki işide dönüşmesin. O yüzden eğitim çok önemli.
Eğer islam doğru yaşanırsa bu tür sorunlardan kurtulabileceğimizi düşünüyorum.
Işid bkz vereceklere:
Bkz1 https://www.youtube.com/w...o-mQ6cK4o24F&index=25
Bkz2 https://www.youtube.com/watch?v=l4XyPiC_80k
Bkz3 http://www.sorularlaislam...ayisina-bir-aciklama.html
Bkz4 http://www.sorularlaislam...ldigini-iddia-ediyor.html
*Umarım hakaretten öteye geçip bir çözüm yolu sunabilirsiniz.
Türkler benim en gurur duyduğum millettir ki bütün islam âleminin de öyle.
Türk, Kürt vs. gibi kavramlar benim için kültürel bir tanımlamadan ibaret.
Bölücü olan milliyetçiliği sevmiyorum. Aslında sarf ırk olmadığından, bu hdp mhp pkk vs. oluşumlar saçma geliyor.
Türklerin vergisini al ama Kürt milliyetçiliği yap ya da tam tersi; buna izin verilmemeli.
Eskiden dini yaymak için savaşmış atalarımız. Ne sivilleri hedef almışlar ne sömürgecilik yapmışlar. O zamanlar tv pc vs. olmadığından savaşla yayılma politikasını anlayabiliyorsun. Şimdi ise dini yaymak için maddi savaş devri bitti. Teknoloji ve bilimi kullanarak üstün olabiliriz, ülküsü bu olanlara başka yol yok.
Milliyetçilere gelince; milliyetçi bölünmenin ne faydası var, sömürgeci devletlerin lokması olmaktan başka? Kürtlere bu silahları verenlerin elbet alacakları olacaktır. Yıllarca beraber yaşamış kardeşleriz ve çoğunlukla aynı inanca sahibiz. Hadi kültürümüzün iç içe olması yetmedi, islam’da milliyetçilik var mı?
“Hâlıkımız bir, Mâlikimiz bir, Mâbudumuz bir,Râzıkımız bir bir, bir, bine kadar bir, bir. Hem Peygamberimiz bir, dinimiz bir, kıblemiz bir, bir, bir, yüze kadar bir, bir. Sonra köyümüz bir, devletimiz bir, memleketimiz bir, ona kadar bir, bir. Bu kadar bir birler vahdet ve tevhidi, vifak ve ittifakı, muhabbet ve uhuvveti iktiza ettiği ve kâinatı ve küreleri birbirine bağlayacak mânevî zincirler bulundukları halde, şikak ve nifâka, kin ve adâvete sebebiyet veren örümcek ağı gibi ehemmiyetsiz ve sebatsız şeyleri tercih edip mü’mine karşı hakikî adâvet etmek ve kin bağlamak, ne kadar o rabıta-i vahdete bir hürmetsizlik ve o esbab-ı muhabbete karşı bir istihfaf ve o münasebât-ı uhuvvete karşı ne derece bir zulüm ve i’tisaf olduğunu, kalbin ölmemişse, aklın sönmemişse anlarsın.”
Yukarıdaki sözlerin sahibi Kürt âlim olarak tanınan Bedîüzzaman Hazretlerinin 1921 yılında sunmuş olduğu çözüm önerisini sizlerle paylaşacağım:
<Bedîüzzaman Hazretleri 1921 yılında Ankara’da, Millet Meclisi’nde, doğuda kurmayı planladığı, fen bilimlerinin din ilimleri ile birlikte okutulacağı Medresetü’z-Zehra adındaki üniversitesi için milletvekilleri ile görüşmüş ve onların imzaları ile kendisine bu iş için maddî destek sözü verilmişti. Bu toplantı esnasında batı taraftarı bazı vekillerin sorularına verdiği cevab, Üstad’ın doğu meselesine nasıl baktığını ve çözüm önerilerini göstermektedir.
Onların; “Yalnız; sen, medrese usulüyle, sırf islâmiyet noktasında gidiyorsun; hâlbuki şimdi batılılara benzemek lâzım.” demeleri üzerine Bedîüzzaman; “Doğu vilayetleri, Âlem-i islam’ın bir nevi merkezi hükmündedir. Fen bilimleri yanında, din ilimleri de lâzım ve çok gereklidir. Çünkü: peygamberlerin çoğunun doğuda, felsefecilerin çoğunun batıda gelmesi gösteriyor ki; doğunun yükselmesi dine bağlıdır. Başka vilâyetlerde sırf fen bilimleri okuttursanız da, Şarkta her halde; millet, vatan menfaati için, din ilimleri esas olmalıdır. Yoksa Türk olmayan müslümanlar, Türk’e hakikî kardeşliğini hissedemeyecek. Şimdi, bu kadar düşmanlara karşı yardımlaşma ve dayanışmaya muhtacız.”
Ne yazık ki, Üstad’ın yaptığı bu teklif, sonraki yıllarda toplumda yaşanan büyük çalkantılar sonucunda hayata geçirilmemiş ve onun ikaz etmiş olduğu gibi, kardeşlik duygusunda büyük yaralar açılmıştır.
Aynı konuşmasının devamında milliyetçi yaklaşımların bu vatandaki diğer islam milletlerine mensup kimselerde birlik beraberlik duygusunu nasıl yaraladığına kendi başından geçen bir hadiseyle örnek verir:
“Eskiden, Türk olmayan bir talebem vardı. Eski medresemde, fedakâr ve gayet zeki o talebem, dinî ilimlerden aldığı hamiyet dersi ile her vakit derdi: "Dindar bir Türk, elbette fâsık (din ve ahlakı bozuk) kardeşimden ve babamdan bana daha ziyade kardeştir ve akrabadır." Sonra aynı talebe, talihsizliğinden, sadece maddî fen bilimleri okumuş (istanbul’da). Sonra ben -dört sene sonra- (Rusya’daki) esaretten dönünce onunla konuştum.
Milliyetçilik bahsi oldu. O dedi ki:
- Ben şimdi, inançlı ve yaşayışı bozuk da olsa bir Kürdü, dindar bir Türk hocasına tercih ederim. Ben de:
- Eyvah! Ne kadar bozulmuşsun dedim. Bir hafta çalıştım, onu kurtardım. Eski hakikatlı hamiyete (islam kardeşliği fikrine) çevirdim.
işte ey mebuslar (milletvekilleri)! O talebenin evvelki hali, Türk Milletine ne kadar lüzumu var. ikinci hali, ne kadar vatan menfaatine uygun olmadığını fikrinize havâle ediyorum. Demek -farz-ı muhal olarak- siz başka yerde dünyayı dine tercih edip, siyasetçe dine ehemmiyet vermeseniz de; her halde Şark vilâyetlerinde din eğitimine azamî ehemmiyet vermeniz lâzım.”>
Ben de çözüm olarak sürekli bir din eğitiminden yanayım. Adam üniversiteye gidiyor terörist olup çıkıyor.
Nasıl üniversitelerde Türk Dili ve Atatürk ilkeleri ve inkılap Tarihi dersleri zorunlu olarak okutulduysa, islam da; inanan inanmayan, bu ülkede olan herkesin bağını koparmaması gereken bir unsuru olarak hayat boyu eğitim kapsamında zorunlu ders olmalı. Tabi bu din eğitimi diyanetin fikriyatında olmalı ki işide dönüşmesin. O yüzden eğitim çok önemli.
Eğer islam doğru yaşanırsa bu tür sorunlardan kurtulabileceğimizi düşünüyorum.
Işid bkz vereceklere:
Bkz1 https://www.youtube.com/w...o-mQ6cK4o24F&index=25
Bkz2 https://www.youtube.com/watch?v=l4XyPiC_80k
Bkz3 http://www.sorularlaislam...ayisina-bir-aciklama.html
Bkz4 http://www.sorularlaislam...ldigini-iddia-ediyor.html
*Umarım hakaretten öteye geçip bir çözüm yolu sunabilirsiniz.
her şeyden ve özellikle de kendimden kaçıp gidebilmek istiyorum. Ama dünya hapis, beden hapis, akıl hapis..
artık çok geç demek için bile çok geç...
bende de olan durum. fotoğraf çekinmekten hoşlanmazsınız bu yüzden.
Aslen doğulu biri olarak bu Karadenizlilere hayranım.
Doğuya atanırsam silah kullanmayı öğrenip mahallemi teröristlerden temizleme hayalleri kuruyorum bu aralar.
Doğuya atanırsam silah kullanmayı öğrenip mahallemi teröristlerden temizleme hayalleri kuruyorum bu aralar.
Onun kızının ne suçu var.
Suçsuz birine beddua edersen sana geri döner derler.
"Allah düşmanımın başına vermesin" var bunu kullanın efenim.
Suçsuz birine beddua edersen sana geri döner derler.
"Allah düşmanımın başına vermesin" var bunu kullanın efenim.
"Şu hercü merc âlemde ve rüzgâr deverânında hiçbir şey kararında kalmadığından bîçare kalb-i insan, her vakit yaralanıyor. Elleri yapıştığı şeylerle, o şeyler gidip ellerini paralıyor, belki koparıyor. Dâimâ ıztırap içinde kalır, yahut gaflet ile sarhoş olur."-RNK-
işte insan bu ızdıraptan kurtulmak için aklını uyuşturmak zorunda kalıyor. Bu alkol, hap vs. ile olabildiği gibi dizi, internet, alışveriş bağımlılığı vs. ile de olabilir.
işte insan bu ızdıraptan kurtulmak için aklını uyuşturmak zorunda kalıyor. Bu alkol, hap vs. ile olabildiği gibi dizi, internet, alışveriş bağımlılığı vs. ile de olabilir.